• Mustafa Kemal Mah 2147.Sok No:3 06510 Çankaya/Ankara
  • teb@teb.org.tr

Hastalıklar ve İlaçla Tedavi

Hipertansiyonda Rakamlar Ne Anlama Geliyor?

KAN BASINCI (TANSİYON)

Kan Basıncı

Kalp, kanı vücuda pompalarken kanın damar içinde yaptığı basınçtır.

Sistolik Kan Basıncı (Büyük tansiyon)

Kalp aktif şekilde atarken, damarlara kan pompalar. Kanın damar içine pompalanma olayı damarlardaki basıncın artmasına neden olur. Kalbin kasılması sırasında ulaşılan en yüksek kan basıncına “sistolik kan basıncı” denir.

Diyastolik Kan Basıncı (Küçük tansiyon)

Kalbin kasılması tamamlandıktan sonra kalp bir anlığına gevşer ve tekrar kanla dolar; böylece bir sonraki kasılmaya hazırlanır. Bu gevşeme anına diyastol denir. “Diyastolik kan basıncı” ise kalp atımları arasında, kalp aktif şekilde kan pompalamazken, damarlar içinde oluşan basınçtır.

mmHg (milimetre-civa)

Ağırlığımız kilogram (kg), boyumuz metre (m) gibi birimlerle nasıl ifade ediliyorsa, kan basıncımız da “mmHg (milimetre-civa)” birimi ile ifade edilir.

Hipertansiyon hastalarında büyük tansiyon 140 mmHg altında, küçük tansiyon ise 80 mmHg altında olmalıdır.

KAN BASINCI DEĞERLERİ

Beyaz Önlük Hipertansiyonu:

Bazı bireylerin doktor muayenehanesinde veya hastanede ölçülen kan basıncı değerleri aynı kişilerin olağan ölçümlerinden daha yüksek gelir. Bu kişiler günlük hayatlarına döndüklerinde kan basıncı değerleri daha düşük ya da normal çıkar. Bu durum “beyaz önlük hipertansiyonu” olarak adlandırılır. Bu hastalarda kan basıncının evde veya eczanede ölçülüp, kaydedilmesi ve muayeneye giderken, beraberinde götürülüp, doktora sunulması oldukça önemlidir.

Kan basıncınızı düzenli olarak ölçmek ve kaydetmek sağlığınıza önemli faydalar sağlayacaktır. Kan basıncınızı evde kendiniz de ölçebilirsiniz.

Tansiyon Hastalığı (hipertansiyon) Nedir?

Kalbimiz kanı tüm vücudumuza pompalar. Kan basıncı işte bu pompalama sırasında kanın damar içinde yaptığı basınçtır. Bu basınç kanın tüm vücuda dağılımını sağlamak için gereklidir. Ama bazen damarlarda olması gerekenden çok daha fazla basınç oluşur ve bu durum hipertansiyon ya da yüksek kan basıncı olarak ifade edilir.

Hipertansiyon sık görülen bir hastalıktır. Bu nedenle yüksek tansiyon hastası olsun ya da olmasın tüm yaş gruplarındaki bireylerin yılda en az bir kez kan basınçlarını kontrol ettirmeleri gerekir.

Büyük tansiyon 140 mmHg altında, küçük tansiyon ise 80 mmHg altında olmalıdır.

Kan basıncı yüksekliği damarlarınıza ve iç organlarınıza zarar verir.

Yüksek kan basıncı yeterli şekilde tedavi edilemezse, beyin kanaması, felç, görme kaybı, kalp yetersizliği, kalp krizi ve kronik böbrek hastalığı gibi çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir.

Hipertansiyonun erken teşhisi ve tedavisi tüm bu hastalıkların ortaya çıkmasını engeller.

HİPERTANSİYON HASTALIĞI İÇİN RİSK ALTINDA MIYIM?

Bazı faktörler sizde hipertansiyon gelişmesini tetikleyebilir.

Bu faktörlerden;


  • Aile öyküsü

  • Artan yaş

  • Kronik böbrek hastalığı ve diyabet hastalığı varlığı

gibi bazıları kontrolümüz dışındadır

Ama bazı risk faktörlerine karşı önlem alarak sağlığımızı ve bedenimizi koruyabiliriz.


  • Sigara içmeyin, içilen ortamlarda bulunmayın

  • Fazla kilonuz varsa kilo verin

  • Düzenli egzersiz yapın

  • Sağlıklı beslenin

  • Tuz kullanımını azaltın

  • Alkol kullanmayın

  • İlaç kullanıyorsanız ilaçlarınızı doktor ve eczacınızın anlattığı gibi kullanın.

  • Düzenli olarak tansiyonunuzu ölçtürün. Hangi sıklıkla ölçtürmeniz gerektiğini öğrenmek için eczacınıza danışın.

KOAH’ınızı kontrol altına almak için 5 adım

KOAH’ınızı kontrol altında tutarak hastalığınızın ilerlemesini engelleyebilir, belirtilerin sıklığını ve şiddetini azaltabilir, yaşam kalitenizi artırabilirsiniz.

SİGARAYI BIRAKIN

Sigarayı bırakmak KOAH’ın neden olduğu zararları azaltmak için atılması gereken ilk adımdır.

Sigaradan ve sigara dumanı olan ortamlardan uzak durun.

İLAÇLARINIZDAN EN İYİ SONUCU ALDIĞINIZDAN EMİN OLUN

İlaçların etkili olması için doğru şekilde ve her gün düzenli kullanılması gerekir.

İlaçlarınızı doğru kullandığınızdan emin olmak için eczacınızdan ilaç kullanımını tekrar anlatmasını ve sizin için ilaç kullanım çizelgesi oluşturmasını isteyin.

İlaçlarınızı düzenli olarak yaptığınız işlerin öncesi veya sonrasında her gün aynı saatte alarak (örneğin dişlerinizi fırçalamadan önce) günlük rutininizin bir parçası haline getirin.

HASTALIĞINIZI ŞİDDETLENDİREBİLECEK ETKENLERE KARŞI DİKKATLİ OLUN

Isınma ya da pişirme amaçlı kullanılan tezek, odun, çalı çırpı v.b. bitki artıkları gibi çeşitli yakıtların dumanı, güçlü kokuları olan boya, temizlik malzemeleri gibi ürünler ve toz, hastalığınızı şiddetlendirebilir. Bunlardan uzak durun.

Soğuk ve hava kirliliğinin fazla olduğu saatlerde mümkün olduğunca dışarı çıkmayın, pencereleri kapalı tutun. Kuru hava KOAH belirtilerini arttırabilir; evinizin havasını nemlendirin ve temiz tutun.

Kış aylarında enfeksiyon hastalıklarının bulaşma riskinin artması nedeniyle kalabalık yerlerde bulunmaktan kaçının. Doktorunuza danışarak, her yıl Eylül ya da Ekim ayında bir kez grip aşısı, 5-10 yılda bir polisakkarit pnömoni (zatüre) aşısı veya yaşantınız boyunca sadece bir kez konjüge pnömoni aşısı yaptırabilirsiniz.

SAĞLIKLI YAŞAM ÖNERİLERİNE UYUN

Sağlıklı Beslenin

Meyve, sebze ve balık tüketmeye özen gösterin.

Ağır yemeklerden sakının.

Balgam ve öksürük şikâyetleriniz için bol sıvı tüketin (su, asitsiz meyve suları, bitki çayı).

Sık aralıklarla ve her öğünde az miktarda yeme alışkanlığı kazanın.

Düzenli Egzersiz Yapın

Sürekli oturmak, hareketsiz kalmak kasları güçsüzleştirir ve nefes darlığını artırır. Kendinizi zorlamadan günde 20 dakika temiz havada yürüyüş size iyi gelecektir. Yük taşımak, bahçede çalışmak gibi ağır işlerden kaçının.

Solunum egzersizlerini öğrenerek nefes alıp verirken kullandığınız kasların güçlenmesine yardımcı olabilirsiniz.

SAĞLIKLI YAŞAM ÖNERİLERİNE UYUN

Solunum hızınızı değerlendirin. PEF Metre (pik akış ölçer) adı verilen basit bir cihazla solunum hızınızı ölçerek ilaç tedavinizin etkinliğini kontrol edebilirsiniz. Bu konuda eczacınızdan bilgi alabilirsiniz.

Doktorunuzun belirlediği aralıklarda ya da yılda en az iki kere doktorunuza gitmeyi ihmal etmeyin.

KOAH’ın farkına varın nefessiz kalmayın

Uzun süredir öksürük, balgam ve nefes darlığı sorununuz varsa, merdiven çıkarken veya hızlı yürürken soluk alıp vermede güçlük yaşıyorsanız,

SİGARA İÇİYORSANIZ KOAH OLABİLİRSİNİZ!

KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı)


  • Yetişkinlerde görülen,

  • Bulaşıcı olmayan,

  • Yaşam boyu süren (kronik),

  • Hızlı ilerleyen bir akciğer hastalığıdır.


  • Sigara kullanımı,

  • Hava kirliliği,

  • İş ortamında kimyasal maddelere ve tozlara maruz kalma,

  • Genetik, yaş ve cinsiyet,

  • Kapalı alanda tezek, odun, çalı çırpı gibi bitki artıkları ile ısınma ve yemek pişirme

KOAH’ın gelişmesinde rol oynayan etkenlerdir.

Akciğerlere hava taşıyan nefes borularında (bronşlarda) veya bu boruların sonunda yer alan hava keselerindeki hasar nedeni ile akciğerler görevini yeterince yapamaz. Bu durum öksürük, aşırı balgam çıkarma, nefes darlığı gibi sonuçları, doğurur. Tedavi edilmezse, vücudun oksijensiz kalması pek çok ciddi rahatsızlığın gelişimine neden olur.

KOAH’ın akciğer ve hava yollarında meydana getirdiği bazı hasarların tedavisi mümkün değildir. Ancak hastalık ne kadar erken teşhis edilirse, gerekli önlemler o kadar erken alınabilir ve akciğerlerin daha fazla hasar görmemesi için hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir.

 

40 yaş üstü bireylerde sık rastlanan bir hastalık olmakla birlikte maalesef hastaların büyük çoğunluğu hastalıklarının farkında değildir. Özellikle sigara içen kişiler öksürük, balgam çıkartma gibi şikayetlerin sadece sigaradan kaynaklandığını düşünerek, bu şikayetleri önemsemedikleri için bu hastalara teşhis geç konulmakta ve bu süreçte hastalar akciğer kapasitelerinin önemli bir kısmını kaybetmiş olmaktadırlar.

Risk altında olup olmadığınızı öğrenmek için ECZACINIZDAN destek alabilir, DOKTORUNUZUN değerlendirmesi doğrultusunda basit bir “nefes ölçüm testi” ile KOAH olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz.

 

Astım tetikleyicilerine karşı uyanık olun

“Astım tetikleyicileri” adı verilen bazı etkenler, havayollarını tahriş ederek astımın kötüleşmesine; nefes darlığı, öksürük, hışırtılı solunum gibi hastalık belirtilerinin artmasına neden olabilir.

Her hasta için farklı olabilen bu etkenlerden hangilerinin sizi rahatsız ettiğini bilmek ve mümkün olduğunca bunlardan uzak durmak; astımınızın kontrol altında olmasına, belirtilerin azalarak yaşam kalitenizin yükselmesine, daha rahat uyumanıza ve sevdiğiniz faaliyetleri yapmak için daha fazla enerjiye sahip olmanıza yardımcı olacaktır.

Astımınızı Kötüleştiren Etkenleri Kontrol Altında Tutabilmeniz İçin Bazı İpuçları

İlaçlarınızı düzenli kullanın. Bir astım tetikleyicisiyle başa çıkmanın en iyi yolu ilaçları doğru kullanarak solunum yollarındaki duyarlılığı azaltmaktır.

Sigara içmek ya da sigara içilen ortamda bulunmak astım krizlerinin en sık karşılaşılan nedenidir. Alo171’i arayarak veya eczacınıza danışarak sigarayı nasıl bırakabileceğiniz hakkında bilgi alabilirsiniz.

Astımlı kişilerin birçoğu ev tozu akarlarına alerjiktir. Bunlar evlerde halı, çarşaf, yastık, tüylü/yünlü oyuncaklar, kıyafetler, yatak örtüleri gibi pek çok yerde bulunan gözle görülemeyecek kadar çok küçük canlılardır.


  • Evde halı ve yünlü oyuncak bulundurmamak,

  • Battaniye, yün yorgan, yastık ve yatakları nevresimle kaplamak

  • Çarşafları, battaniye ve yorganları haftada bir kez sıcak su ile yıkamak

  • Evi sık havalandırmak

  • Ev işi yaparken maske kullanmak

  • Sulu elektrikli süpürgeleri kullanmak, oda süpürülürken ya da süpürüldükten sonra bir süre odadan uzak durmak

  • Tuzruhu, çamaşır suyu gibi güçlü kimyasallar içeren temizlik malzemelerini kullanmamak yardımcı olabilecek önlemlerdir.

Belirli ağaç türleri ve otlar tarafından üretilen, böcekler ve rüzgârla etrafa yayılan polenler pek çok astım hastasında alerjiye neden olur.


  • Polen yayılımının yoğun olduğu dönemlerde mümkün olduğunca dış ortam aktivitelerinden kaçınmak, evlerde kapı ve pencereleri kapalı tutmak

  • Dışarı çıkarken maske ve gözlük kullanmak,

  • Dış ortamdan gelince duş alarak elbiseleri değiştirmek yararlı olacaktır.

Ayrıca doktorunuz ile görüşerek hangi polen türüne alerjiniz olduğunu tespit edecek bir test yaptırabilir; mevsiminden önce gereken tedaviyi ve önlemleri alabilirsiniz.

Soğuk hava ve rutubet astım belirtilerinizi arttırır.

Soğuk ya da nemli günlerde burun ve ağzınızın üzerinden bir eşarp sararak nefes almadan önce havanın ısınmasını sağlamak

Evin içinde çamaşır kurutmamak, küflenme olabileceğinden evde saksı bitkisi, akvaryum ve kuş kafesi bulundurmamak yararlı olacaktır.

Dağlar gibi yüksek rakımlı yerlere gitmek astım belirtilerinin kötüleşmesine neden olur. Çünkü düşen oksijen basıncı nedeni ile vücuda giren oksijen de azalır. Deniz seviyesine yakın hava kirliliğinin bulunmadığı yerler astım hastaları için daha uygundur.

Stres solunum yollarınızı daha hassas hale getirerek astım belirtileri riskinizi artırabilir. Sizin için stres kaynağı olan şeyleri tespit etmek, sizi etkilemeye başlamadan önce gerekli adımları atmanız için bir yöntem olabilir.

Yapılan bilimsel çalışmalarda kilolu insanlarda astımın daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Kilo kontrolü için doktorunuza ve eczacınıza danışabilirsiniz.

Üst solunum yolu enfeksiyonları sıklıkla astım belirtilerinin artmasına neden olur. Kış aylarında enfeksiyon hastalıklarının bulaşma riskinin artması nedeniyle kalabalık yerlerden kaçınılmalıdır. Doktorunuza danışarak her yıl Eylül ayından itibaren bir kez grip aşısı yaptırabilirsiniz.

Duman, güçlü kokular ve spreyler astım belirtilerinizi arttırabilir, bunlardan uzak durmaya çalışın.

Ağrı kesici olarak kullandığınız ilaçlar da dahil bazı ilaçlarınız ya da reflü gibi bazı hastalıklar astım belirtilerini kötüleştirebilir. Kullandığınız tüm ilaçlar ve gıda takviyelerine ilişkin mutlaka doktorunuzu ve eczacınızı bilgilendirin.

Diğer etkenler: Kadınlarda adet dönemlerinde olduğu gibi vücutta bazı hormonal değişimlerin yaşandığı dönemler, evcil hayvanlarla temas, bazı gıdalar astım belirtilerinizin kötüleşmesine neden olabilir. Bu durumlarda alabileceğiniz önlemlere ilişkin doktorunuza ve eczacınıza danışabilirsiniz.

Astım tetikleyicilere karşı her zaman uyanık olun ve beklenmedik durumlara karşı KURTARICI İLACINIZI
her zaman yanınızda bulundurun.

Sağlık uzakta değil: ECZACINLA YANINDA